İnsan vücudu, zamanla birçok değişiklik geçirebiliyor; fakat kan grubunun bu değişimlere dahil olup olmadığı her zaman bir merak konusu olmuştur. Yeni bilimsel araştırmalar, kan grubumuzun değişip değişemeyeceği konusunda önemli ipuçları sunuyor. Bu araştırmalar, şimdiye kadar değişmez kabul edilen bir özelliğin, aslında daha esnek olabileceğini gösteriyor. Acaba bu, gerçek bir ihtimal mi, yoksa bir bilimsel yanılgı mı?
KAN GRUBU DEĞİŞİMİ MÜMKÜN MÜ?
Hangi kan grubuyla yaşamımızı sürdüreceğimiz genetik olarak belirlenir. Bazı istisnalar dışında bir insanın kan grubu yaşamı boyunca değişmez. Bu istisnaları ise hücrelerin dışına uzanan moleküllerin çeşitliliği mümkün kılar.
KAN GRUBUMUZU BİLMEMİZİN ÖNEMİ
Kan grubumuzu tanımlamak için genellikle A-B-0 sistemi ile Rh faktörü sistemini birlikte kullanırız. Bu sistemler yardımıyla, alyuvar hücrelerinizin yüzeyindeki antijen adı verilen işaretçi moleküllerin varlığını ya da yokluğunu kolayca ifade ederiz. A grubu kanda A antijeni, B grubu kanda B antijeni ve AB grubu kanda her iki antijen de bulunur. 0 grubu kandaysa bu antijenler yer almaz. Rh faktörünü belirleyen proteinin varlığı ise kan grubumuza eklediğimiz artı ya da eksi işaretleriyle belirtilir. Olası kan nakli durumunda farklı antijenlere sahip kanın vücuda girmesi bağışıklık yanıtını tetikleyebileceği için hangi kan grubuna sahip olduğumuzu bilmek önemlidir. Bu nedenle kan grubumuzun yaşam boyunca değişme olasılığı önem arz eder.
FARKLI KAN GRUPLARINDAN, KAN NAKLİ MÜMKÜN MÜ?
Genetik kodumuza göre yeni kan hücresi oluşturmaktan sorumlu hematopoetik kök hücrelere (HKH) başta kemiklerimiz olmak üzere vücudumuzun pek çok yerinde rastlanır. Bazı kanser türleri ve otoimmün hastalıklar gibi nedenlerle bu hücreler zarar görebildiği ya da yok olabildiği için yenilerine ihtiyaç duyulabilir. Böyle durumlarda hastanın sağlıklı vücut bölümlerinden ya da bir donörden HKH nakli gerçekleştirilir. Farklı kan grubu genetik koduna sahip bir donörden HKH nakledilmesi durumunda, farklı antijen türü içeren alyuvarlar üretilebilir. Bu durum hastanın kan grubunun değişme olasılığını ortaya çıkarır.
Henüz alyuvarlara dönüşmemiş kök hücrelerde kan grubunu belirleyen antijenler bulunmaz. Bu nedenle, nakil sonrası bağışıklık yanıtının harekete geçmemesi için öncelikle donör ve hasta arasında insan lökosit antijeni (HLA) eşleşmesine bakılır. Birçok hücremizde bulunan bu antijenler, bağışıklık sistemimizin yabancı hücreleri ayırt edebilmesi için kullanılır.
KAN BAĞIŞI BEKLEYEN ALICILARA UMUT!
Öte yandan, kan bağışlarını daha etkili hâle getirmek için çalışan araştırmacılar, bir bakteriden yararlanarak kan grubu değişikliği yapılabileceğini gösterdi. Streptococcus pneumoniae türü bakterilerden elde edilen bir enzim, alyuvarlardaki A ve B antijenlerini kırparak bağışlanan kanın grubunu 0’a dönüştürebiliyor. Enzimin deneylerle daha etkin çalışması başarıldığında, kan bağışı bekleyen alıcılara daha hızlı kan yönlendirmesi yapılabileceği düşünülüyor.
KAYNAK:TUBİTAK
Haber Kaynak : HABERTURK.COM
“Yayınlanan tüm haber ve diğer içerikler ile ilgili olarak yasal bildirimlerinizi bize iletişim sayfası üzerinden iletiniz. En kısa süre içerisinde bildirimlerinize geri dönüş sağlanılacaktır.”
GÜNDEM
03 Ekim 2024SPOR
03 Ekim 2024GÜNDEM
03 Ekim 2024SPOR
03 Ekim 2024SPOR
03 Ekim 2024GÜNDEM
03 Ekim 2024GÜNDEM
03 Ekim 2024